10 Aralık 2009 Perşembe

yeni kitaplarım


Son postumdan buyana iki ay geçmiş.
Pazartesi günü aldığım yeni kitaplarım bunlar.
Kayıp gül ü bitirdim.
Birçok dilde basılan ve bestsellere giren bir kitap kayıp gül.
Simyacının tadını vermedi bana ama .
Şimdi Elif şafak Baba ve piç kitabına başladım.
Diğeri Kürşat Başar; Başucumda müzik.
Aşk tan sonra Bab-ı esrar ı okumuştum.
Aşk la benzerlik göstersede kendi içinde barındıklarıyla güzeldi.
Katre- i matem e ise bayıldım.
Hemen ardından yine İskender Pala dan BABİLDE ÖLÜM İSTANBULDA AŞK kitabını okudum.
Fuzuli nin leyla ile mecnunu ile bir tarihi geziyorsunuz adeta.
Ayşe Kulin ' den Veda Yakın tarihimizden bir kesit.Şimdi Umut sırada.
Nermin Bezmen den SIRÇA TUZAK var bu arada okuduğum.
Ama sonu havada asılı kaldı bence.Devamı olmalı bu romanın...
Şimdilik bukadar.
Yeni kitaplarla görüşmek üzere,sevgiler hepinize..

7 Ekim 2009 Çarşamba

Yepyeni kitaplarımmm..ve tabiki aşk




Birçok arkadaşın önerisiyle sonunda bende AŞK ı okudum.
Uzun bir zaman oldu aslında.
Ramazandan önce almıştım ve elimden bırakamadan okudum.
Sürükleyici,düşündürücü ve etkileyiciydi.

Aşağıda gördükleriniz yeni kitaplarım
Stephenıe Meyer'in ALACAKARANLIK serisinin 3 kitabını bitirdim ve geçtiğimiz pazar son kitabı Şafak vakti 'ni aldım.
Okuduğum en ilginç ve etkileyici vampir romanıydı.
Şimdi sıra BAB-I ESRAR da.
AŞK tan sonra okumasam olmazdı.
Bitirdikten sonra izlenimlerimi paylaşırım sizlerle.




15 Ağustos 2009 Cumartesi

son okunanlar




Tatilde en keyifle yaptığım şeylerden biride bol bol kitap okumak oldu.
Önce empati yi okudum.
Tatile çıkmadan önce aynı yazarın(Adam Fawer) olasılıksız kitabını okumuştum.
İkisi arasında bir tercih yapacak olursak ben olasılıksızı daha çok sevdim.Üstün yeteneklere meraklıysanız ikisinide öneririm.
Seni beklerken isimli kitap (hiç tarzım olmasada bir aşk romanı).İngiliz soylularını konu alan sıradan bir aşk hikayesi.
Başka şansın yok hafiften polisiye kokan,bir cinayet sonrası kaybolan kızını arayan bir babanın hikayesi...
Zar adamın peşinde biraz sıkıcı ; zarlara göre hayatını yönlendiren bir adamın yıllar önce yine zarların yönlendirmesiyle terkettiği oğluyla buluşmasını anlatıyor.
Kitap yeğenimin.Yarım bıraktım.Belki bir dahaki tatilde biter :))
Ahmet Ümit Beyoğlu rapsodisi...Oda önerebileceğim bir kitap..
Sonunda resmen şoklandığımı söyleyebilirim.
**********************
Okumayı sevenlere minik bir öneridir:))

4 Ağustos 2009 Salı

DÖNDÜM...


Uzunca bir zaman yoktum buralarda..

Evimden uzak ama sevdiklerimle birlikte gecen günlerin ardından buradayım yine.

Tazecik bir yuvanın kuruluş sevincini paylaştık,

İki yakışıklının sünnet düğünlerine katıldık ,

Doğduğumuz yerleri gezdik ve döndük evimize.

Üzerimizde egenin sıcağı...denizin kokusu....

Yüreğimize tatlı yorgunluk...

Takvimler 1 ocak demesede yeni bir yıl gibi bu dönüş.

Taze bir sabah gibi..mis gibi..

Giderken burada bıraktığım hüzünler kucaklamadı yüreğimi çok şükür.

MEVLANA deryasından HOŞGÖRÜYÜ çektim içime...nefes nefes...

Döndüm...

Uzunca bir zaman yoktum buralarda..

İçimden geldiği gibi ....

diyememiştim.

Kelamda mahirim demedim ki hiç yazarken!

Yalnızca içimden geldiği gibi .....

MEVLANA deryasından SEVGİYİ çektim içime..nefes nefes....

Döndüm...

3 Haziran 2009 Çarşamba

içimden gelen


Hayatın koşuşturmacası içinde geçen bir günün son saatleri...
Yeni bir günün başlangıcı.
Kimi yorgun kapamış gözlerini uykuya dalmış,kimi yürek kıpırdatan mutlulukla.
Hastanenin pencerelerine bakıyorum.
Yanan ışıkların altında duyulan ızdırabı düşünerek.
Ambulans sesleri....
Ne zor oldu önceleri.
Şimdi sıradan seslere karışsada ,içindekinin dünyaya yeni bir hayat getirecek bir anne olmasını dilemişimdir her duyduğumda bu sesi.
Karamsar bir yazı yazmak değildi aslında dileğim.Aksine içim kıpır kıpır.

Gözüm ilişiverdi pencerelerine...ondan işte..
Sizinde gözünüz iliştiyse eğer gönül pencereme,
Bir dua edelim ,bir dilek tutalım hep birlikte
TÜM İNSANLAR SAĞLIKLA GÜLÜMSESİNLER DİYE.....



GÖNÜLDENELE

7 Nisan 2009 Salı

baharımı temizledim :))


BUGÜN kendimle yeni bir barış antlaşması imzaladım,evet bugün yüreğimde adeta bahar temizlliği yaptım,içimdeki bütün karamsar ve kötü duygu kırıntılarını da çöp kutusuna attım.
Sadece aşkı,dostluğu,sevgiyi bıraktım inanıyorum ki onlar bana hayatım boyunca ,ömrümün sonuna kadar lazım olacak..
BUGÜN aynaya baktığımda kendimi ne kadar çok sevdiğimi yeniden keşfettim...evet ben beni seviyorum.
Doğrularım,yanlışlarım ve pişmanlıklarımla,hayatıma ait herşeyle kendimi daha çok seviyorum.
BUGÜN hayatımda ki insanları daha çok seviyorum ve daha çok kabulleniyorum.
.BUGÜN galiba biraz daha büyüyorum...:)

7 Mart 2009 Cumartesi

öğrendim...

Image Hosted by ImageShack.us

22 Şubat 2009 Pazar

sekiz güzel hediye :))

Image Hosted by ImageShack.us

27 Ocak 2009 Salı

tuzlu su ve kulak mucizesi

(alıntı)

Denize girdikten sonraki dinlenmişlik ve arınmışlık halini hepimiz biliriz. Havuza girdiğimizde ise bunu hissetmeyiz. Sebebi sudaki tuzdur . Tuzlu su bedende birikmiş negatif elektriği iletkenliği sayesinde sizden alır götürür.
Sizler de akşam eve geldiğinizde bütün günün üzerinizde bıraktığı ağır etkiler ve stresten kurtulmak için ya da toplantı, sınav gibi üzerinizde gerilim yaratan durumlardan önce ellerinizi bir miktar ( 1 litre suya iki çorba kaşığı tuz yeterli ) tuzlu suyla yıkadığınızda bu birikmiş olan negatif elektrikten kurtulur ve arınırsınız.
Yazıyı gönderenin uyguladığı yöntem, her akşam eve geldiğimde ellerimi sabunlamadan önce, ellerimi, banyomda lavabo başında hazırlayıp bıraktığım bir miktar tuzlu su ile yıkamak oluyor.
Belirtmeliyim ki REIKI ve şifa ile uğraşan dostlarım da seans öncesi ve sonrası bunu uygulamaları kendilerini ve uygulatıcıyı korumada büyük yarar sağlıyor. Duş alırken de arada tuzlu suyu başınızdan aşağıya dökerseniz tam ve net sonuçlar alırsınız.
İş dönüşü ayaklarınızı tuzlu suyla yıkamak tahmin ettiğinizin ötesinde bir yarar
sağlar.
Kulak ceninin ana rahmindeki duruşunun şematik olarak aynıdır. Ve tüm akupunktur noktaları kulak üzerinde bu esasa göre yer almıştır .
Şimdi... başınız, boynunuz, beliniz, sırtınız, bacaklarınız, kalçanız, ayaklarınız, omzunuz ağrıdığında yapacağınız tek şey kulaklarınıza masaj yapmak.
Kulağınızı baş ve işaret parmaklarınızın arasına alarak kulak kepçesinden başlayarak, dayanabildiğiniz kadar güçlü ve sıkarak masaj yapın.
İlk anda bazı noktalar acıyacaktır (bunlar bedendeki ağrıyan bölgelerin kulaktaki refleks noktalarıdır) kısa bir süre sonra bu ağrılar kaybolacaktır.
2 -3 dakika bu masajı yapmanız yeterli olur. İsterseniz uzatabilirsiniz de. Zaten masajın sonuna doğru bedeninize bir sıcaklığın yayıldığını hissedeceksiniz. Bunun ardından ağrılarınızın azaldığını ve kaybolduğunu da...
Hiç bir yan etkisi olmayan bu uygulamayı her zaman her yerde kendinize ve ağrısı olan yakınlarınıza uygulayabilirsiniz.
Yorulduğunuzda, uzun otobüs ya da araba yolculuklarında oturmaktan ağrılara maruz kaldığınızda, çok üşüdüğünüzde ve bedeninizi dengeye kavuşturmak için mucize benzeri bu uygulamayı kullanabilirsiniz.
Dört tane ağrı kesici aldım, hala ağrıyor diyerek baş ağrısından kıvranan taksi şoförünün ona yaptığım iki dakikalık kulak masajının ardından yaşadığı mutlu şaşkınlıkla benden ücret almadan teşekkürlerle uğurladığını hala hatırlıyorum.
Önemli olan kulağın her noktasına dokunun. Kulağınız size hemen yanıt verecektir. Kulaklar bedeni hisseder, görür ve duyar. Siz de şefkatli ellerinizi esirgemeyin. -

15 Ocak 2009 Perşembe

insanlık nerede?

(alıntıdır)




Güç var ama güç ahlakı yoksa, orada insanlığın cenaze namazını kılmak lazımmış.
Ve iş insanlığın cenaze namazını kılmaya gelmişse onun abdesti insan kanıyla alınırmış.
Ey kayıp vicdan,
hâlâ hayattaysan duy:
Gazze ölmüyor, içimizdeki insan ölüyor!